Daha fazla hava durumu tahmini: İstanbul da 15 günlük hava durumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Faizsiz Ekonomiye Olan Özlemimi Dillendirmeye Devam Edeceğim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 2. Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, mevcut küresel ekonomik sisteme dair eleştirilerini ve faizsiz ekonomiye yönelik özlemini dile getirdi. Erdoğan, insanlığı faize mahkûm eden küresel sisteme itiraz etmenin takdir edilmesi gereken onurlu bir duruş olduğunu ifade ederek, bu düşüncelerini gür bir şekilde dile getirmeye devam edeceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekildeydi:

İstanbul'un, üç kıtanın kesişim noktasında yer alan eşsiz bir şehir olarak böyle bir zirveye ev sahipliği yapmasından duyduğu memnuniyetini belirten Erdoğan, özellikle yurt dışından gelen misafirlerin şehrin güzelliklerini tam anlamıyla deneyimlemelerini temenni etti. Ayrıca, misafirlerden ülkelerindeki vatandaşlara selamlarını iletmelerini istedi.

Erdoğan, İslami finans alanının öncülerinden Şeyh Salih Abdullah Kamil'i rahmetle anarak, aynı zamanda bu alandaki katkılarından dolayı Abdullah Salih Kamil'e tebriklerini iletti.

Dünya nüfusunun yüzde 25'ini oluşturan Müslümanların İslami finans alanında 2,5 trilyon dolarlık bir hacme sahip olduklarını, ancak bu rakamın potansiyelin çok altında kaldığını ifade eden Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerinin dünya ticaretindeki payının ise yüzde 11 seviyesinde olduğunu belirtti. Müslüman ülkeler arasında ticaret, yatırım ve iş birliği imkanlarının en üst seviyeye çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.

İstanbul'un küresel finans merkezi olma yolundaki potansiyeline dikkat çeken Erdoğan, bu çerçevede yapılan çalışmaların hem Türkiye'ye hem de İslami finans dünyasına yeni fırsatlar sunduğunu söyledi. İstanbul Finans Merkezi'nde yürütülen çalışmaların, küresel entegrasyonun yanı sıra İslami değerlere uygun bir modelin inşasına katkı sunduğuna vurgu yaptı. Katılım Finans'ın İstanbul merkezli gelişiminin büyük önem taşıdığını belirten Erdoğan, bu sürecin şehre ciddi avantajlar sağlayacağını ifade etti.

Erdoğan ayrıca mevcut küresel ekonomik sistemin adaletli, merhametli ve insan odaklı bir paradigma ihtiyacını karşılayamadığını dile getirdi. Aşırı tüketim ve kâr maksimizasyonunu temel alan sistemin insanı geri plana ittiğini ve eşitsizlikleri körüklediğini söyledi. Bu sistemin sürdürülemez olduğunu belirten pek çok uzmana atıfta bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatı boyunca faize dayalı ekonomik sistemle mücadele ettiğini belirterek bu sistemin meşru kabul edilemeyeceğini sık sık ifade ettiğini hatırlattı. Ayrıca rant odaklı yaklaşımların ülkenin hayrına olmadığına işaret etti. Faizsiz ekonomiye dönük özleminin devam edeceğini ve alternatif çözümler üreterek toplumda yaygınlaşması için çalışmaya devam edeceğini vurguladı.

Erdoğan konuşmasında, İslami ekonominin risk paylaşımını, adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısına dikkat çekti. Bunun yanı sıra İstanbul merkezli Katılım Bankacılığı sektörünün sadece yüzde 8,1 oranında kalmasından tatmin olmadığını ifade etti. Türkiye Varlık Fonu'nun gerçekleştirdiği bir milyar dolarlık sukuk ihracını önemli bulmakla birlikte bu alanda daha fazla ilerleme kaydedilmesi gerektiğinin altını çizdi. Halkbank'ın katılım finans sektöründe hizmet vermeye başlamasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek bu stratejik karardan ötürü bankayı tebrik etti.

Son olarak Erdoğan, Müslümanların dünya nüfusunun yüzde 25'ini oluşturmalarına rağmen İslam ekonomisinin henüz hak ettiği seviyeye ulaşmadığını hatırlatarak, gelecekte bu alanda daha büyük adımlar atılması gerektiğini düşündüğünü ifade etti.

İslam dünyası olarak aramızdaki ticaret, yatırım, finans ve iş birliği imkanlarını en üst düzeye çıkarmamız gerektiğine inanıyorum. İslam ekonomisi için stratejiler oluşturma amacıyla düzenlenen zirvede yapılan tartışmaların oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Üç gün sürecek bu zirvede, birbirinden değerli isimler yer alacak.

İstanbul'un küresel bir merkez haline gelmesi yolunda attığımız adımlar, sadece ülkemiz için değil, İslami finans dünyası açısından da yeni fırsatlar barındırıyor. İstanbul Finans Merkezi çatısı altındaki iş birlikleri, küresel entegrasyon sağlarken aynı zamanda İslami değerleri koruyan bir model inşa etme çabalarımızın önemli bir göstergesidir. Katılım finansının İstanbul merkezli bir gelişim göstermesine büyük önem veriyor ve bu potansiyelin şehrimize ciddi avantajlar sağlayacağına inanıyoruz.

Günümüzde alternatif ekonomik paradigmaların gerekliliği giderek daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor. İnsan odaklı, adaletli, merhametli ve sorumlu bir modele olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Mevcut küresel ekonomik sistem, yalnızca tüketimi ve kar maksimizasyonunu hedefleyen sorunlu yapısıyla insani değerleri geri plana itmekte ve eşitsizliklere yol açmaktadır. Bu sistem, ekonomik kalkınmanın önünü açmak yerine mevcut sorunları örtbas etmektedir. Birçok uzman, bu sistemin bu şekilde devam edemeyeceğini ifade ediyor.

Yarım asra yaklaşan siyasi hayatım boyunca, milletin takdiriyle geldiğim tüm görevlerde, faize dayalı ekonomik sistemle mücadele ettim. Gelir adaletsizliğini derinleştirerek milyarlarca insanı köleleştiren bu çarpık düzene her zaman karşı çıktım. Faize dayalı bir ekonomik sistemi kabul edilemez gördüğümü sık sık dile getirdim.

Ancak rantiyecilerin sesi olan muhalefet, doğru politikalarımız da dahil olmak üzere ülkenin hayrına olacak hiçbir milli duruş sergilemedi. Oysa insanlığı faize mahkum eden küresel sisteme itiraz etmek övgüye değer, onurlu bir tavırdır. Bundan sonra da faizsiz ekonomiye olan özlemimi açıkça ve yüksek bir sesle dile getirmeye devam edeceğim.

Tıpkı "Dünya beşten büyüktür" tavrımızda olduğu gibi, faize dayalı düzenin değişmesi mücadelesinden de geri durmayacağız. Toplumda alternatif çözümlerin yaygınlaşması için var gücümüzle çalışacağız.

Artan küresel eşitsizlikler, finansal krizlerin yol açtığı güven bunalımları ve ciddi ekonomik riskler, bizimle birlikte diğer ülkeleri de yeni modeller geliştirmeye teşvik ediyor. İslami ekonomi ise risk paylaşımını, adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısıyla öne çıkıyor.

Tüm teşviklere rağmen, ülkemizde katılım bankacılığının yalnızca yüzde 8,1 seviyesinde kalmasını yeterli görmüyoruz. Türkiye Varlık Fonu’nun gerçekleştirdiği 1 milyar dolarlık sukuk ihracı değerli bir adım olsa da önümüzde daha alınacak ciddi bir mesafe var. Halkbank'ın da artık katılım finans sektöründe hizmet verecek olması memnuniyet verici; bu stratejik kararlarından dolayı kendilerini tebrik ediyorum.

İslami ekonominin, faizsiz bir ekonomi modelinden çok daha kapsamlı prensipler, ilkeler ve düzenlemeler barındırdığı asla unutulmamalıdır. Londra'nın yanı sıra İstanbul’un da ev sahipliği yaptığı Al Baraka zirvelerinin bu anlamda önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Al Baraka gibi platformlar sayesinde İslam dünyasının farklı bölgelerindeki kuruluşlar bir araya geliyor ve ortak stratejiler belirleme imkanı buluyor. Bu stratejilerin yalnızca bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarına yönelik sağlam temeller oluşturacağına inanıyorum.

Zirvenin hayata geçmesinde emeği olan Al Baraka Forum'a öncelikli olarak; Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimize, Türkiye Varlık Fonu’na, İstanbul Finans Merkezi’ne, Halkbank’a, İslam İşbirliği Gençlik Forumu’na ve İbni Haldun Üniversitesi’ne teşekkür ederim.

Küresel ekonomide, ticaret savaşlarının yoğunlaştığı ve jeopolitik risklerin yüksek seviyelerde seyrettiği zorlu bir süreçten geçiyoruz. Yüksek küresel borç seviyesi, yaşlanan nüfus ve iklim değişikliği gibi sorunlar, dünya genelinde büyümeyi olumsuz etkileyerek baskı yaratıyor. Artan belirsizlikler özellikle belirli sektörlerde ciddi sorunlar ortaya çıkardı. Avrupa Birliği, son iki yılda sadece yüzde 0,8 oranında bir büyüme kaydedebildi.

Türkiye olarak, ekonomik maliyeti 105 milyar doları bulan deprem felaketinin etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede, son iki yılda bu amaçla kullanılmış olan kaynakların toplamı 75 milyar dolara ulaştı. Bugüne kadar 201 bin konutun anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettik. Yıl sonuna kadar ise toplamda 252 bin konutun anahtarlarını depremzedelerimize ulaştırmayı planlıyoruz.

Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.

Daha yeni Daha eski

Reklam1

Reklam2

نموذج الاتصال