
TCMB, temmuz ayı faiz kararını açıklayarak bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında 300 baz puanlık bir düşüşe gitti. Böylece faiz yüzde 46’dan yüzde 43’e çekilmiş oldu. Ekonomistlerin beklentisi ise 250 baz puanlık bir indirime işaret ediyordu. Yıl sonu için politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 35 olarak açıklandı.
Ekonomistler ve piyasa katılımcıları tarafından yapılan anketlerde, genellikle 250 baz puan oranında bir faiz indirimi öngörülmüştü. TCMB'nin bir sonraki faiz kararını 11 Eylül'de düzenlenecek toplantıda açıklaması bekleniyor.
Toplantı sonrasında yayımlanan değerlendirme metninde şu ifadelere yer verildi:
Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 43’e indirme kararı almıştır. Bunun yanı sıra, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’dan yüzde 46’ya ve gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 44,5’ten yüzde 41,5’e düşürmüştür.
Haziran ayındaki enflasyonun ana eğilimi yatay seyretmiş olup, temmuz ayına ilişkin öncü veriler aylık enflasyonda geçici bir artışa işaret etmektedir. Özellikle son dönemde talep koşullarının dezenflasyon üzerindeki etkisinin güçlendiği belirtilmiştir. Jeopolitik gelişmeler ve küresel ticaretteki korumacılık artışının dezenflasyona yönelik olası etkileri yakından izlenmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ise risk unsuru olmaya devam etmektedir.
Sıkı para politikası duruşunun fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürüleceği vurgulanmış; talep dengelenmesi, Türk lirasının reel değer kazanması ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin dezenflasyonu destekleyeceği ifade edilmiştir. Maliye politikaları ile eşgüdüm sağlanmasının bu sürece önemli katkı sağlayacağı belirtilmiştir.
Faiz politikalarına yönelik adımlar, enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilim ve beklentilerin dikkate alınarak dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde atılacaktır. Önlemlerin büyüklüğü ise ihtiyatlı bir yaklaşımla toplantı bazlı olarak değerlendirilecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bozulma öngörülmesi durumunda tüm para politikası araçlarının etkili şekilde devreye alınacağı ifade edilmiştir.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler yaşanması halinde parasal aktarım mekanizmasının ek makroihtiyati adımlarla destekleneceği, likidite koşullarının ise sıkı şekilde izlenerek likidite yönetiminin etkili bir şekilde devam ettirileceği belirtilmiştir.