ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela hükümetinden, sınır dışı edilmek istenen mahkumları geri almasını talep ettiği açıklamasında sert ifadeler kullandı. Trump, Venezuela yönetiminin mahkumları ve akıl hastanelerindeki bazı kişileri kasıtlı olarak ABD’ye gönderdiğini iddia ederek, "Bu kişiler Venezuela tarafından ABD’ye zorla gönderilmişlerdir. Derhal kabul edin, aksi halde ödeyeceğiniz bedelin boyutları tahmin edilemez olur" şeklinde konuştu.
Trump, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Venezuela’nın, kendi vatandaşlarını ve özellikle akıl hastanelerinden gelenleri acilen geri almasını istediğine dikkat çekti. Bu kişiler nedeniyle ABD’de birçok insanın zarar gördüğünü ifade eden Trump, binlerce kişinin ağır şekilde yaralandığını ve hatta yaşamını yitirdiğini belirtti. Ancak mahkumlara karşı alınacak önlemlere veya Venezuela hükümetine yönelik hangi adımları atacağına dair bir detay vermedi.
Öte yandan Venezuela'da dikkat çeken askeri hareketlilik yaşandı. Venezuela Bolivarcı Ulusal Silahlı Kuvvetleri (FANB) ve bağlı milislerin başkent Caracas’ta tanklar ve zırhlı araçlar eşliğinde düzenlediği askeri konvoy, halka selam vererek geçiş yaptı. Devlet televizyonu VTV'de yayımlanan görüntülerde, askeri araçların kentin farklı noktalarından geçtiği anlar gösterildi.
Yerel haber kaynaklarına göre, Venezuela hükümeti, sokaklarda silahlı kuvvetler ve Bolivarcı milisleri konuşlandırarak sivillere askeri eğitimin verilmesini hedefleyen yeni bir program başlattı. "Kışlalar halka gidiyor" isimli girişim kapsamında FANB ve milis güçler, yalnızca başkentte değil, Amazonas, Apure, Barinas, Bolivar, Miranda, Nueva Esparta, Merida, Tachira, Trujillo ve Zulia gibi ülkenin çeşitli bölgelerinde de faaliyet gösteriyor. Bu program kapsamında halkın silah kullanımı üzerine eğitilmesi amaçlanıyor.
Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez, ülke genelindeki 5 bin 336 komünal bölgede milis güçlere eğitim verildiğini açıklayarak, "Vatanın savunulması için her gün büyüyen ve gelişen doktrinimizin inşasında önemli bir dönüm noktasındayız" ifadelerini kullandı. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro da 19 Eylül'de yaptığı açıklamada, FANB'nin ülke geneline yayılmış durumda olduğunu ve milis birliklere silah kullanımının öğretilmekte olduğunu kaydetti.
Maduro ayrıca, ABD’nin Venezuela’da rejim değişikliği planladığını yineleyerek, Karayip Denizi'ndeki ABD askeri varlığına karşı kapsamlı hazırlık yaptıklarını vurguladı. Ülkesinin olası bir saldırıya karşı kendini savunmaya tamamen hazır olduğunu ifade etti.
 |
| Nicolas Maduro |
Venezuela hükümeti, Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun ABD Başkanı Donald Trump’a doğrudan diyalog kurulmasını hedefleyen bir mektup gönderdiğini onayladı. Bu gelişme, Venezuela Devlet Başkan Yardımcısı Delcy Rodriguez’in Telegram platformu üzerinden yaptığı açıklamayla kamuoyuna duyuruldu. Rodriguez, Maduro’nun Trump’a özel temsilcisi Richard Grenell aracılığıyla bir mektup ilettiğini belirtti. Mektupta Maduro, Venezuela’ya yönelik "mafya ve uyuşturucu kaçakçılığı bağlantısı" suçlamalarının asılsız olduğunu vurguladı ve bu tür iddiaların iki ülke arasındaki ilişkilerde gerilim oluşturduğunu ifade etti.
6 Eylül tarihli mektupta, Venezuela’nın sınır dışı edilen göçmenlerle ilgili haberlerin yanlış olduğunu savunan ifadeler yer aldı. Maduro ayrıca hükümetin uyuşturucu üretiminden tamamen arınmış bir ülke olduğunun altını çizdi ve Birleşmiş Milletler verilerine dayanarak Kolombiya’dan çıkan uyuşturucunun yalnızca %5’inin Venezuela üzerinden taşındığını belirtti. Bu oran üzerinden kontrol edilen uyuşturucuların %70’inin Venezuelalı yetkililerce engellendiğini ekleyen Maduro, bu veriyle uluslararası mücadeledeki başarılarını ortaya koyduğunu söyledi.
 |
| Maduro, Chávez, Bolivar |
Elbette, Venezuela'da devrimin kendisini gururla Bolivarcı olarak adlandırması tesadüf değil. Tıpkı cumhuriyetin kendisi gibi. Çünkü Bolivar, iktidar anlayışıyla vazgeçilmez bir rehberdir. Örneğin, Bolivar'ın 15 Aralık 1812 tarihli Cartagena Manifestosu'nda ahlaki güç hakkında yazdıklarını düşünün: "...insanlık olaylarının düzeninde, belirleyici olan her zaman fiziksel çoğunluk değil, siyasi dengeyi lehine çeviren ahlaki gücün üstünlüğüdür..."
Mektup ayrıca, Venezuela’nın uluslararası uyuşturucu ticaretine karşı tavizsiz sicilini öne çıkarıyor ve uluslararası kurumların bu durumu doğruladığını belirtiyor. Maduro, Venezuela’ya ait askeri birliklerin uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı 402 uçağı imha ettiğini ifade ederek bu mücadelenin detaylarını paylaştı. Mektupta, Grenell ile yürütülen görüşmelerin açık ve samimi bir şekilde medya kaynaklı yanlış bilgilendirmeleri aşabileceği mesajı verildi.
Daha sonra, Trump’ın bu mektuba yanıt vermediği ve konuya ilişkin herhangi bir doğrudan açıklama yapmaktan kaçındığı gözlemlendi. Trump, Venezuela’nın müzakere için yaptığı çağrılarla ilgili soruları geçiştirdi ve “Venezuela’da ne olacağını göreceğiz” diyerek net bir tutum sergilemekten kaçındı. Trump’a “Maduro’nun gönderdiği mektubu aldınız mı?” şeklinde yöneltilen soruya ise yine aynı yanıtla cevap verdi: Venezuela’da ne olacağını göreceğiz.
Ne oldu?
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı bir kararnameyle Latin Amerika'daki uyuşturucu kartelleriyle doğrudan mücadele gerekçesiyle ordunun daha aktif ve etkili kullanılması talimatını vermişti. Bunun sonucu olarak, ABD ağustos sonunda Venezuela kıyılarına "USS Gravely", "USS Jason Dunham" ve "USS Sampson" savaş gemilerini göndermişti.
Buna karşılık, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ülkede 4,5 milyon kişilik milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıya karşı hazırlıklı olduklarını duyurdu.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD ordusunun Venezuela’da rejim değişikliğine yönelik bir operasyon için hazır olduğunu ifade etmişti.
Yerel medyada çıkan haberlere göre, Venezuela hükümeti silahlı kuvvetler ve Bolivarcı milisleri sokaklara çıkararak sivillere askeri eğitim verme hedefi taşıyan yeni bir program başlattı.
Bu girişim "Kışlalar Halka Gidiyor" adıyla yürütülüyor. Haberler, FANB ve Bolivarcı milislerin yalnızca başkent Caracas’ta değil, ülkenin farklı bölgelerinde de konuşlandırıldığını belirtiyor.