2025 yılında Türkiye'nin stratejik üretim sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim alanında yaşanan sorunlar daha da derinleşti. Ekonomik politikaların yetersizliği, yüksek enflasyon ve artan üretim maliyetleri sektör için ciddi kayıplar yaratırken, küçülme işsizlik oranlarında belirgin bir artışa yol açtı. Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, sektörün konkordatolar, şirket kapanışları ve yurtdışına kayan yatırımlar gibi sorunlarla mücadele ettiğini ifade etti.2025 yılını "daralma yılı" olarak nitelendiren Sertbaş, sektörün şu anda ayakta kalmaya çalıştığını belirterek önemli değerlendirmelerde bulundu. Sertbaş, bu dönemde yaşanan tasfiyelerden bahsederek, sektörde ciddi bir kriz yaşandığını vurguladı. Ayrıca yurtdışına kayan yatırımların altını çizen Sertbaş, "Yine de mevcut şartlara rağmen ihracatta sadece yüzde 7’lik bir düşüşle devam ediyoruz. Bu durum bile günümüz koşullarında bir başarı olarak değerlendirilebilir. Muhtemelen yılı bu şekilde kapatacağız" şeklinde konuştu.
Sektörde yaşanan iflas ve konkordato ilanlarının ekonomideki kötü gidişattan kaynaklandığını belirten Sertbaş, "Eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik süreçten geçiyoruz. Enflasyonun kontrolsüz artışı dengeleri altüst etti. Özellikle Türkiye’den tedarik sağlayan ve istihdamın can damarı olan bizim gibi sektörler bundan daha yoğun şekilde etkileniyor. Bu dönemki birçok iflas ya da konkordato, firmaların hatalarından değil, içinde bulundukları ekonomik sıkıntılar yüzünden gerçekleşiyor. Bazı firmalar ise geleceği göremeyip fabrikalarını kapatma kararı aldı" ifadelerini kullandı.
Sertbaş ayrıca sektördeki istihdam kaybına dikkat çekerek, net bir veri bulunmasa da iş gücü piyasasında yaklaşık 300 bin kişilik bir kayıp söz konusu olduğunu belirtti. Bu rakamın son birkaç yılda devam eden firma kapanışlarının gerçek boyutunu ortaya koyduğunu dile getirdi.
Türkiye'den dışarıya özellikle Mısır’a yönelen yatırımlara da değinen Sertbaş, bu durumun kalıcı olacağına inanmadığını söyledi. Daha önce de benzer bir eğilimin yaşandığını ancak siyasi istikrarsızlık nedeniyle birçok firmanın geri döndüğünü hatırlatan Sertbaş, "Türkiye ihracata, üretime ve istihdama mecbur bir ülke. Üretim yapmadan, ihraç etmeden kalkınmamız mümkün değil. Sadece hizmet sektörüne bağlı kalarak gelişmiş ülke seviyesine ulaşamayız" dedi.
Avrupa’nın Türkiye için en önemli pazar olduğunu vurgulayan Sertbaş, Türkiye'nin eskiden Avrupa için kalite, teslim süreleri ve üretim yaklaşımı açısından vazgeçilmez olduğunu ifade etti. Ancak enflasyon baskısı ve döviz kurundaki yetersiz artış nedeniyle Türkiye’nin rekabetçiliğinin hızla zayıfladığına dikkat çekti. Sertbaş, "Eskiden Avrupa’ya biraz daha yüksek fiyatlar sunardık ve kabul edilirdi. Ancak şu anda Portekiz, Yunanistan, hatta Romanya gibi ülkelerden bile pahalı hale geldik. Bu durum bize büyük zorluklar çıkarıyor. Eğer enflasyonla döviz arasındaki denge sağlanırsa eskiye tam olarak dönemesek bile yeniden bir ivme yakalayabiliriz" diyerek çözüm yollarına işaret etti.
'2026 ZOR GEÇECEK'
2026 yılının zor geçeceğini söyleyen Sertbaş, "Enflasyon arttığı sürece tüketici zorlanmaya devam edecek. 2026 zor geçecek hepimiz için ama ben bunu bir dönüş yılı olarak görüyorum. 2027’de hem siyasi hem ekonomik olarak bir rahatlama olacağını düşünüyorum. 2026’da hem tüketicinin hem de sanayicinin biraz dayanması gerekecek. Diren sanayici diyorum ben. Hazır giyim Türkiye’nin vazgeçemeyeceği bir sektör. Hem istihdam hem kalite açısından dünyada çok güçlü bir konumdayız. Bu altyapı hiçbir ülkede yok. Umarım ayakta kalırız ve önümüz açılır" dedi.