
Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisinin artık hem iç hem de dış şoklara karşı dayanıklı hale geldiğini vurguladı. Bünyenin güçlendiğini ve dayanıklılığın arttığını belirterek, yürütülen programın iki büyük şoku atlatıp kendini kanıtladığını ifade etti. Ayrıca bu süreçte programın rayından çıkmadığını ve güçlü bir şekilde devam ettiğini söyledi. Dış kaynaklara olan ihtiyacın belirgin ölçüde azaldığını da dile getirdi.
KKM uygulamasıyla ilgili olarak, bu sistemden çıkış sürecinin sürdüğünü ve yakında tamamen sona ereceğini düşündüklerini paylaştı.
Rezerv konusunda ise bir kaygının bulunmadığını belirten Şimşek, sağlıklı politikalar uygulayan ülkelerde yüksek rezerv gereksinimi olmadığına dikkat çekti. Rezervlerin risklere karşı bir tampon işlevi gördüğünü ve Mart-Nisan döneminde bu tamponun devreye alındığını söyledi.
Enflasyonun düşmeye devam edeceğini öngören Bakan, sıkı mali politikaların süreceğini ve fiyat istikrarını hedefleyen adımların atılacağını belirtti. Hizmet fiyatlarındaki katılığın kırılmakta olduğunu işaret ederek, programın olumlu sonuçlar ortaya koyduğunu vurguladı.
Yıl sonunda Merkez Bankası'nın hedeflediği enflasyon aralığının yakalanacağını belirten Şimşek, vatandaşların alım gücünün artacağını ve gelirlerinin daha anlamlı hale geleceğini söyledi. Reel sektörün finansmana erişimde giderek daha avantajlı konumda olduğunu ifade eden Şimşek, düşük maliyetli finansmana ulaşmanın tek yolunun enflasyonu kalıcı olarak düşürmekten geçtiğinin altını çizdi. 2026 itibarıyla reel sektörün kaynak erişiminde çok daha rahatlayacağını da ekledi.
Son olarak, reel sektöre destek için kullanıma hazır 114 milyar TL’lik bir Kredi Garanti Fonu (KGF) limiti bulunduğunu açıkladı. Yeni yatırımlarda eski düzen yaklaşımın fayda getirmediğini belirten Şimşek, finansmana erişimi kolaylaştırmanın anahtarı olarak enflasyonda kalıcı bir düşüşü şart gördüklerini dile getirdi.