Daha fazla hava durumu tahmini: İstanbul da 15 günlük hava durumu

Doğum izni süresi 24 haftaya çıkıyor

Doğum izni süresi 24 haftaya çıkıyor

Kadın çalışanların doğum izin süresini 16 haftadan 24 haftaya çıkarmaya yönelik çalışmalar tamamlanma aşamasına geldi.

Bu düzenlemeden memur, işçi, askeri personel, hâkim-savcı, kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) personeli ve akademisyenlerin de aralarında bulunduğu tüm kadın çalışanların yararlanması bekleniyor.
Planlanan değişiklikle, "Devlet Memurları Kanunu", "İş Kanunu" ve "Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu" kapsamında doğum izinleri yeniden düzenlenecek. Buna göre doğum öncesi 8 hafta ve doğum sonrası 16 hafta olmak üzere toplamda 24 hafta izin hakkı tanınacak.

Mevcut uygulamada İş Kanunu'na bağlı çalışanlar için 5 gün olan babalık izni ise yeni düzenlemeyle tüm personel kategorilerinde 10 güne çıkarılacak.

Koruyucu ailelere izin hakkı geliyor

Düzenlemede ilk kez koruyucu ailelere de izin hakkı tanınıyor. Şu an herhangi bir izin hakkına sahip olmayan koruyucu aileler için, 3 yaş altı bir çocuğa koruyucu aile olan memur, işçi ve askeri personele 10 günlük izin hakkı sağlanması öngörülüyor.

Şu anki uygulamaya göre, kadın memurlar doğumdan önce ve sonra sekizer hafta ücretli izin kullanabiliyor. Bunun ardından yarı zamanlı çalışma, süt izni ve ücretsiz izin gibi haklar devreye giriyor. İşçiler için ise 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde toplam 16 haftalık doğum izni bulunuyor.

Bu düzenleme sayesinde farklı personel statülerinde olan çalışanların izin süreleri dengelenerek tüm kadınların kamu ve özel sektörde eşit şartlarda ve geniş kapsamlı bir analık iznine sahip olması hedefleniyor.

Düzenlemeye Bakanlık ve AK Parti’nin yapacağı son düzenlemelerden sonra tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulması planlanıyor. Meclis gündemine alınmasıyla birlikte önerinin yeni yılda hayata geçmesi bekleniyor.

Türkiye'de sezaryen doğum oranlarının hızlı bir şekilde artması sebebiyle çeşitli önlemler hayata geçirilmeye başlandı. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği yüzde 15 sınırına karşın, 2024 yılı verilerine göre ülkedeki sezaryen oranı yüzde 61,2’ye, primer sezaryen oranı ise yüzde 32,2’ye ulaştı.

Bununla birlikte, bebek ölümlerini azaltmayı hedefleyen ve çalışmalarını tamamlayan Meclis Araştırma Komisyonu tarafından oluşturulan rapora göre sezaryen oranlarındaki bu artışın nedenleri arasında obezite, ileri yaş gebelikleri, diyabet, gebelik şekeri, tekrarlayan sezaryenler, doktorların risk algısındaki değişim, doğum korkusu, uzun süreç algısı, bebeğin güvenliğini ön planda tutma isteği ve düşük sosyoekonomik durum yer alıyor. Son 20 yıl içinde kadınların demografik yapılarında belirgin değişiklikler gözlemlendi. Özellikle ilk gebeliklerde anne yaşının ileri olması, sezaryen oranlarının yükselmesinde en etkili faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Kadınların sağlık durumuna ilişkin veriler de dikkat çekici. Türkiye’de 15-49 yaş arası kadınların yüzde 37’si normal kiloda yer alırken, yüzde 59’u şişman veya obez kategorisinde bulunuyor. Diyabet vakalarının artışı bu noktadaki önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Diyabetik hamile kadınlarda iri doğum, fazla amniyon sıvısı, düşük kan şekeri ve mineral seviyeleri gibi riskler gözlenirken ölü doğum olasılığı da artış gösteriyor. Ayrıca erken doğum riski de sezaryeni teşvik eden etmenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020 yılında dünya genelinde 13,4 milyon bebek prematüre olarak doğdu. Prematüre komplikasyonları beş yaş altı çocuk ölümlerinin en büyük sebeplerinden biri olurken, 2019 yılında bu nedenle yaklaşık 900 bin bebek hayatını kaybetti. Ülkelerde prematüre oranları yüzde 4 ila 16 arasında değişirken Türkiye’de bu oran yüzde 11 civarında seyrediyor.

Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.

Daha yeni Daha eski

Reklam1

Reklam2

نموذج الاتصال