Daha fazla hava durumu tahmini: İstanbul da 15 günlük hava durumu

Taş Tepeler dünyanın Neolitik başkenti olacak

Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi, diğer adıyla Taş Tepeler, yerleşik yaşamın başlangıcından ve yerleşik tarım ile besin üretimine dayalı çiftçi hayatının bütünüyle benimsenmesine kadar uzanan dönemi incelemeye odaklanan kapsamlı bir girişimdir.

Projenin temel amacı, yaklaşık MÖ 10. bin yıl ile 7. bin yıl arasına tarihlenen yerleşim yerleri, kamp alanları, avlaklar ve benzeri buluntu noktalarının envanterini oluşturmak ve bu alanların bazılarını arkeolojik kazılarla derinlemesine araştırarak sürecin farklı boyutlarını aydınlatacak veriler elde etmektir. Bu çalışmalar sayesinde tarihöncesi toplumların yerleşik hayata geçiş süreci çok yönlü olarak incelenebilecektir. Ayrıca, elde edilen bulguların bölgesel ve kronolojik bağlamda değerlendirilmesi amacıyla paleo-çevre çalışmaları da gerçekleştirilecek ve o dönemin fiziksel çevresi daha kapsamlı bir şekilde anlaşılabilecektir.

Bu çok yönlü bilimsel çalışmalara ek olarak proje, arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu ile tarihi mirasın topluma aktarılmasını sağlayan kültürel miras projelerini de kapsamaktadır. Bununla birlikte, bölgenin geleneksel köy mimarisi, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel üretim yöntemleri ve kültürel değerlerin belgelenmesi de projenin odağında yer almaktadır.

Şanlıurfa'da Taş Tepeler Projesi'nin 5. yıl dönümü kapsamında Karahantepe’de gün yüzüne çıkarılan yeni arkeolojik buluntular tanıtıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, etkinlikte yaptığı açıklamada, projeyle Taş Tepeler bölgesinin dünyada "Neolitik Başkent" olarak tescillenmesini hedeflediklerini söyledi.

Sabah saatlerinde Şanlıurfa’ya gelen Bakan Mehmet Nuri Ersoy, program çerçevesinde Karahantepe’ye geçerek bilgilendirme toplantısına katıldı. Burada yaptığı konuşmada, projenin yalnızca 5 yıllık bir sürecin değil, insanlık tarihine ışık tutan önemli bir dönüm noktasının anılması amacı taşıdığını ifade etti. Projeyle, dünya arkeolojisine yeni bir bakış açısı kazandırıldığını ve özellikle Neolitik Dönem hakkında kapsamlı ve eşsiz bilgiler sunulduğunu belirtti.

Göbeklitepe’nin tarihçesinden bahseden Bakan Ersoy, bu alanın yalnızca bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda ritüel yaşamın merkezinde yer alan karmaşık bir sosyal yapıyı barındırdığının kanıtlandığını hatırlattı. Taş Tepeler Projesi kapsamında Göbeklitepe, Karahantepe, Sayburç ve Sefertepe gibi alanlardaki verilerin ortak bir bilimsel vizyonla değerlendirildiğini vurgulayan Ersoy, bölgede yürütülen arkeolojik çalışmalar sayesinde Neolitik Çağ’daki büyük dönüşümlere dair detayların gözler önüne serildiğini belirtti. Mimari, günlük yaşam, ritüeller ve evcilleştirme süreçleri gibi pek çok konuya dair elde edilen bilgilerle Anadolu arkeolojisinin bugüne kadarki en kapsamlı bilimsel girişimlerinden birinin ortaya çıktığını aktardı.

Projenin uluslararası boyutuna dikkat çeken Ersoy, Japonya’dan Altes Prensesi Akiko Mikasa’nın katılımıyla zenginleşen çalışmaların 12 farklı noktada devam ettiğini ve toplamda 36 akademik kurumun katkı sunduğunu ifade etti. 2025 yılı itibarıyla projede görev alan bilim insanı ve öğrenci sayısının 219’a ulaştığını belirten Ersoy, Göbeklitepe ve Karahantepe’deki restorasyon çalışmalarında önemli aşamalara gelindiğini aktardı.

Bakan Ersoy ayrıca Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nin Neolitik dönem açısından dünyanın en nitelikli müzeleri arasında yer aldığını vurguladı. 2025 yılı kazılarından elde edilen buluntuların sergilenmesine de değinen Ersoy, Göbeklitepe’de D yapısının duvarında bulunan insan heykelinin neolitik dönemdeki estetik anlayışı yansıtan çarpıcı bir örnek olduğunu dile getirdi. Ayrıca Sayburç’tan gelen ölü bireyi çağrıştıran heykelin ölüm ritüellerine ışık tuttuğunu belirtti.

Sefertepe kazılarında ortaya çıkarılan çift yüzlü insan motifli boncuk ve kabartmaların bölgeye özgü farklı bir üslubu barındırdığını söyleyen Ersoy, bu eserlerin mikro analizlerle daha geniş bilgilerin elde edilmesine olanak sağlayacağını aktardı. Aile yapısıyla ilgili buluntulara da değinen Bakan, Anadolu’daki aile kurumunun tarihine dair önemli bilgiler elde edilmesiyle 2025 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edildiğini açıkladı.

Bakan Ersoy son olarak, Taş Tepeler Projesi’nin kapsamlı çalışmalarının bölgenin benzersiz arkeolojik değerlerini global ölçekte ön plana çıkarmaya devam edeceğine olan inancını dile getirdi.
Taş Tepeler projesi Türkiye'de
 Türkiye'nin güneydoğusunda, Şanlıurfa ilini merkez alan Taş Tepeler projesi , Çanak Çömlek Öncesi Neolitik döneme (yaklaşık MÖ 10.000-7.000) kadar uzanan çok sayıda tarih öncesi alanın kazılmasını kapsamaktadır. Bu alanlar, bazılarında bulunan anıtsal T biçimli sütunlar ve avcı-toplayıcı toplumlardan yerleşik toplumlara geçişe dair ipuçları sunmaları nedeniyle önemlidir. Proje şu anda aşağıdaki kazı alanlarını kapsamaktadır:

Kral Nabonid kabartmalı kitabe, bazalt, Demir Çağı, MÖ. 6 - 5 yy. Harran

Göbeklitepe : UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan, hayvan kabartmalarıyla süslenmiş T şeklinde kireçtaşı sütunları bulunan geniş dairesel yapılarıyla ünlü en ünlü alan. Kazılar 1995 yılında başlamış olup, MÖ 9600-7000 yıllarına ait yapıları ortaya çıkarmaya devam etmektedir.

Karahantepe : Şanlıurfa'ya yaklaşık 46 kilometre uzaklıkta bulunan bu alan, 250'den fazla T şeklinde megalit ve hem ritüel hem de evsel kullanıma ait kanıtlara ev sahipliği yapmaktadır. 2019 yılında başlayan kazılarda gerçekçi insan heykelleri ve muhafaza alanları ortaya çıkarılmıştır.
Sayburç : Bu alanda, Neolitik Çağ'ın en eski anlatı oymalarından biri olarak kabul edilen, insan, leopar ve boğadan oluşan beş figürlü bir sahneyi betimleyen dikkate değer bir kabartma ortaya çıkarılmıştır.Bazı yapılarda T şeklinde sütunlar, bazılarında ise insan figürleri bulunmaktadır. Kazılar devam etmektedir.
Harbetsuvan Tepesi : Karahantepe'nin 7 kilometre güneybatısında yer alan, yaklaşık 5 dönümlük daha küçük bir alan olup, şu anda kazı çalışmaları devam etmektedir. Daha sonraki hasarlar nedeniyle kısmen tahrip olmuş taş yapılar, en azından birinin ortasında bir çift taş sütun bulunan dikdörtgen yapılardan oluşmaktadır. Taş yapı, önemli bir buluntuyu da içermektedir: Göbeklitepe ve Karahantepe'de bulunanlara benzeyen oturan bir erkek heykeli.

Gürcütepe : 2021 yılında duyurulan ilk yedi alandan biri olan bu alan, Neolitik dönem kalıntıları açısından araştırılıyor, ancak belirli bulgular daha az duyuruluyor.
Çakmaktepe : Yedi orijinal alandan biri olan bu alan, aktif kazı çalışmaları altında olup bölgenin tarih öncesine ilişkin daha geniş bir anlayışa katkıda bulunmaktadır.
Sefertepe : Başlangıç ​​evresinde yer alan bu alanda, T biçimli dikilitaşlar ve bunlara bağlı yapılar ortaya çıkarmak amacıyla kazı çalışmaları yürütülüyor.
Yeni Mahalle Höyüğü : İlk yedi höyük arasında yer alan Şanlıurfa yakınlarındaki bu höyük de devam eden kazı çalışmaları kapsamında olup erken yerleşim kanıtlarını ortaya koymaktadır.
Kurttepesi : T biçimli sütunlara sahip olduğu tespit edilen on iki alandan biri olup, şu anda genişletilmiş proje kapsamında kazı çalışmaları devam etmektedir.
Taşlıtepe : Harbetsuvan'a benzer ölçekte bir alan olan bu yerin Neolitik özelliklerini ortaya çıkarmak için kazı çalışmaları yapılıyor.
Ayanlar Höyük : Şanlıurfa'nın 30 kilometre batısında yer alan ve şu ana kadar araştırılan Höyük'te, T biçiminde herhangi bir stel bulunamamış olması, bir kült merkezi olabileceğini düşündürüyor.
Yoğunburç : Kazı listesine eklenen bu yerin Neolitik anlatıya katkıları araştırılıyor.
Söğüt Tarlası-Biris Mezarlığı, Şanlıurfa'nın yaklaşık 32 km kuzeybatısında, Bozova şehir merkezinin hemen güneyinde yer alan bir sit alanıdır. 
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2021 yılında başlatılan Taş Tepeler projesi, başlangıçta yedi alana (Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle) odaklanmış, ancak daha sonra on iki alanı kapsayacak şekilde genişletilmiş ve 2024 itibarıyla dokuzu aktif olarak kazılmıştır. Proje, 2024 yılına kadar toplam on iki alanda kazı yapmayı hedeflemektedir; ancak Nevalı Çori (baraj altında kalmış) ve Hamzan Tepe gibi bazıları şu anda bu girişim kapsamında aktif kazı alanı değildir. Kazılar devam etmekte olup, bölgenin erken medeniyetin beşiği rolünü yansıtacak şekilde, buluntuların turistik yerlere dönüştürülmesi planlanmaktadır.

Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.

Daha yeni Daha eski

Reklam1

Reklam2

نموذج الاتصال