30 Haziran'da gerçekleşecek olan kurultay davası öncesi, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun isteği üzerine Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve CHP Parti Meclisi Üyesi Engin Özkoç'un, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştükleri iddia edildi. Görüşmenin amacı, kurultayın iptali ve kayyım atanması ihtimallerine karşı partiden bir destek açıklaması alınmasıydı. Ancak Kılıçdaroğlu'nun, böyle bir açıklama yapamayacağını belirttiği öne sürüldü. Seçer ve Özkoç, daha sonra tutuklu İBB Başkanı İmamoğlu ile durumu paylaşmak üzere Silivri’ye hareket etti.
Erdoğan Kılıçdaroğlu'na sahip çıktı
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için isim vermeden, "13 yıl boyunca önünde düğme ilikledikleri bir şahsa yaptıkları karşısında ürkmemek, hicap duymamak mümkün değil" dedi.
CHP'nin Kasım 2023'te düzenlenen kurultayında Özgür Özel 812 oy alarak genel başkan seçilmiş, 536 oy alan eski genel başkan Kılıçdaroğlu ise görevi devretmişti. Ancak mevcut davada kurultayın “mutlak butlan” kararıyla iptal edilmesi ihtimali kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Bu kararın eski genel başkan Kılıçdaroğlu’nun yeniden partinin başına geçmesine yol açabileceği değerlendirmeleri yapılırken, CHP içindeki gerilim de artıyor.
Gazeteci İsmail Saymaz’ın aktardığı bilgilere göre, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Vahap Seçer ve Engin Özkoç'un Kılıçdaroğlu ile görüşerek destek açıklaması istedikleri, fakat Kılıçdaroğlu’nun bu talebe soğuk baktığı iddia edildi. Kılıçdaroğlu’nun, "Karardan sonra Özgür Özel ile oturur konuşuruz" dediği öne sürüldü. Özel, bu cevabın tahmin edilebilir olduğunu belirtti.
Aynı zamanda TELE1’e bir demeç veren Engin Özkoç, “Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştük. Şimdi İmamoğlu ile görüşmeye gidiyoruz. Görüşmenin ardından açıklama yapacağız” ifadelerini kullandı.
Tüm bu gelişmelerin ışığında 30 Haziran tarihi, CHP için yalnızca bir kurultay davasından ziyade simbollerle dolu bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bazı siyasi yorumculara göre, davanın özünü, kurultay sürecindeki olası usulsüzlüklerden çok iktidarın CHP’yi kendi yönünde şekillendirme çabası oluşturuyor.
Yargı süreci üzerine değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, iktidarın bu süreçte yalnızca CHP yönetimini değil, delegelerden seçmenlere kadar tüm yapıyı baskıladığını ve yargının da bu çabanın bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Ancak muhalefet cephesinden bazı isimler, alınabilecek herhangi bir yargı kararının CHP’nin liderlik pozisyonunu esaslı şekilde değiştiremeyeceği görüşünde.
Bununla birlikte, iktidarın sadece bu dava üzerinden planlarını yürüttüğünü düşünmenin safça olacağını ekleyen yorumcular, sürecin çok daha kapsamlı bir hedefi içerdiğine işaret ediyorlar.
Özgür Özel'den olağanüstü kongre kararı
21 Mart'ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisini olağanüstü kongreye götüreceğini duyurdu. Özel, bu kararın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu henüz gözaltındayken, partiye kayyum atanma ihtimaline karşı alındığını açıkladı. Genel başkanlık yetkisini kullanarak bu olağanüstü kurultayın 6 Nisan'da gerçekleştirilmesine karar verdiğini bildirdi.
CHP’de yeniden liderlik
CHP, 6 Nisan 2025 tarihinde “İrade Milletindir” sloganıyla olağanüstü kurultayını gerçekleştirdi. Ankara’daki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan kurultaya 1323 delege katılım sağladı. Genel başkanlık seçiminde tek aday olan Özgür Özel, delegelerin 1171 oyunu alarak yeniden genel başkan seçildi. Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimlerinde de Özel’in hazırladığı liste tam destekle kabul gördü.
Dava sürecinin detayları
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlayan hukuki süreç, ilk duruşmasını 17 Nisan 2025'te gerçekleştirdi. Mahkeme eksik evraklar nedeniyle ek bilgi talep ederek süreci beklemeye aldı. Daha sonra 6 Nisan'daki olağanüstü kurultayla ilgili başvurular birleştirildi ve konunun tek bir dosya üzerinden değerlendirileceği açıklandı.
26 Mayıs 2025’te görülen ikinci duruşmada eksiklerin tamamlanması adına süreç ertelendi ve bir sonraki duruşmanın 30 Haziran’da yapılmasına karar verildi. O duruşmada, tahkikat aşamasına geçilerek gerekirse sözlü savunmalara yer verileceği belirtildi. Ayrıca "mutlak butlan" ifadesi resmi kayıtlara geçti.
Mutlak butlan nedir?
Davanın merkezinde yer alan "mutlak butlan" terimi, kurultayın hukuken geçersiz sayılması ve alınan tüm kararların iptali anlamına geliyor. Eğer mahkeme bu yönde bir hüküm verirse, Özgür Özel'in liderliğindeki yönetim meşruiyetini kaybedecek ve parti yeniden kurultaya gitmek zorunda kalacak. Bu durumda ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevine iade edilmesi gündeme gelecek.
Paralel yargı süreci
Bu gelişmelerin yanı sıra, Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında "oylamaya hile karıştırma" iddiasıyla yürütülen farklı bir soruşturma devam ediyor. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, bu kişiler için 1 ila 3 yıl arasında hapis cezası ve siyasi yasak isteniyor.
30 Haziran duruşmasının önemi
30 Haziran’da yapılacak duruşmada davanın nihai bir karara bağlanması bekleniyor. Özellikle "mutlak butlan" talebinin hukuki geçerliliği değerlendirilecek.
Özel ve Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları
Tartışmaların odağındaki iki isim, mevcut genel başkan Özgür Özel ve eski lider Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Özgür Özel, olağanüstü kurultayın kayyum tehdidine karşı bir güvence olduğunu vurgulayarak, delegelerin iradesini tazelemesi gerektiğini belirtti. Atatürk'ün partisine kayyum atanamayacağını ifade eden Özel, mahkemeden çıkabilecek olası bir "butlan" veya "kayyum" kararını tanımayacağını bildirdi ve böyle bir karar karşısında delege iradesini savunacağını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu ise yargı sürecine katılmamayı tercih etti ve mahkeme tarafından tanıklık için çağrılmasına rağmen ifade vermeye gitmedi. Parti konularının adliye koridorlarına taşınmasını istemediğini belirterek, savcılığa çağrılmasına rağmen süreci kabul etmediğini dile getirdi. Sosyal medyada yaptığı açıklamada ise susma kararını sorumluluk olarak nitelendirip parti içi düşmanlıkların yine parti içinde aşılacağını söyledi. Kılıçdaroğlu ayrıca 30 Haziran’daki "mutlak butlan" kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede, partiyi kay
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Haziran’daki “mutlak butlan” kararına karşı yargı sürecine ilişkin açıklamasında, “Partiyi kayyuma teslim etmem” açıklamasında bulundu ve şunları söyledi:
“Görevi kabul etmezsem o zaman kayyum riski var… CHP kayyuma teslim edilemez. Kayyum gelse daha mı iyi olur?”
Kılıçdaroğlu'nun son açıklamaları, parti içinde ve kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Remzi ÖzdemirRemzi Özdemir Yeniçağ 21.06.2025 26
YanıtlaSilMerkez Bankası Para Politikası Kurulu dün toplandı ve kararını açıkladı.
Beklentilerin aksine faiz oranı değişmedi.
Bu karar birçok çevreyi şaşırttı, çünkü son dönemde faiz indirimi yönünde yoğun bir baskı vardı. Sanayicilerden vatandaşa kadar herkes yüksek faizden şikayetçiydi. Şirketler iflas ediyor, konkordato ilanları artıyor. Özetle ekonomi alarm veriyor.
Evet, faiz oranları yüksek. Bu artık herkesin kabul ettiği bir gerçek. Ancak asıl sorulması gereken soru şu: Neden yüksek
Bugünkü tablonun temel nedeni, bir dönem inatla uygulanan "nas ekonomisi"dir. Faizi düşürerek enflasyonu kontrol altına almayı hedefleyen bu yaklaşım, ülkeyi derin bir krize sürükledi. O günlerde yaşanan "balayı dönemi"nin bedelini şimdi ödüyoruz.
Merkez Bankası bugün, geçmişin faturalarını tahsil eden bir kurum hâline gelmiş durumda. Peki neden faizi pas geçti Çünkü mevcut şartlar teknik olarak bir indirimi mümkün kılmıyor.
Bir yandan İmamoğlu davası gibi siyasi gelişmeler, diğer yandan İran'da yaşanan kaotik olaylar ve yaklaşan CHP davası... Tüm bu tablo içinde Merkez Bankası'nın faiz indirmesi zaten beklenemezdi. Hatta artırmamasına bile şükretmek gerek.
Ancak burada durup bir "ama" demek gerekiyor.
Merkez Bankası yalnız bırakıldı. Enflasyonla mücadelede tek başına bırakıldı. İktidar, ekonomi yönetimi, hatta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bile bu süreçte aktif bir rol üstlenmedi. Vatandaş ise yüksek faiz karşısında çaresiz.
Zannedildi ki, sadece faizi artırırsak ülkeye para yağacak. Evet, bir ara 60 milyar dolar geldi. Ancak o para, bir gecede - İmamoğlu'nun tutuklanması haberinin ardından - kaçtı gitti. Çünkü bir ülkede hukuk yoksa, demokrasi yoksa, kimse parasını orada tutmaz. Para güven arar. Yasaya, adalete, istikrara güvenir.
CHP’li bazı milletvekilleri dün akşam saatlerinde X üzerinden eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek paylaşımları yapmaya başladı.
YanıtlaSilGazetecilere konuşan Kılıçdaroğlu, mahkemeden “mutlak butlan” kararı çıkması halinde CHP Genel Başkanlığı’na geri döneceğini açıkladı.
Kılıçdaroğlu, görevi kabul etmemesi durumunda partinin kayyum riskiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.
"KAYYUM GELSE DAHA MI İYİ OLUR" DEMİŞTİ
Kılıçdaroğlu açıklamasında, “Umarım böyle bir karar çıkmaz. Neden bu kadar korkuyorlar? Kayyum gelse daha mı iyi olur? CHP kayyuma teslim edilmez.” ifadelerini kullandı. Eski genel başkan ayrıca, “CHP'nin DNA’sı ile oynanıyor. Buna izin veremem, veremeyiz.” dedi.
Günün Trend Haberleri
Play Video
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına tepki göstererek, “Görevi kabul etmek tarihsel bir veba doğurur.” dedi.
ART ARDA DESTEK PAYLAŞIMLARI GELDİ
Dün akşam saatlerinde ise CHP'li bazı milletvekillerinden art arda Kılıçdaroğlu’na destek paylaşımı geldi.
Kulislerde konuşulanlara göre; Kılıçdaroğlu'na destek veren vekil sayısı 40 olarak belirtilirken yalnızca 10 isimden destek paylaşımı geldi.
İşte destek veren vekiller:
CHP Ankara milletvekili Deniz Demir, CHP Kahramanmaraş milletvekili Ali Öztunç, CHP İstanbul milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, CHP Aydın milletvekili Hüseyin Yıldız, CHP İzmir milletvekili Sevda Erden Kılıç, CHP İzmir milletvekili Mahir Polat, CHP Gaziantep milletvekili Hasan Öztürkmen, CHP İzmir milletvekilli Rıfat Nalbantoğlu, CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal ve CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır.