
Güler, ailelerin çocuklarının zorbalığa uğrayıp uğramadığını anlamaya çalışması gerektiğini vurgulayarak, bu süreçte okul yetkilileriyle iş birliğinin önemine dikkat çekti. İlk olarak sınıf öğretmeniyle ardından okulun diğer yetkilileriyle iletişime geçilmesinin gerekliliğini dile getirdi.
Zorbalık uygulayan çocuklarla ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Dr. Güler, "Zorbalık yapan çocukların büyük bir kısmı, aslında hayatlarının önceki dönemlerinde kendileri de zorbalığa maruz kalmış oluyor. Bu durum literatürde de sıkça karşımıza çıkıyor. Bir zamanlar zorbalığın kurbanı olan çocuklar, daha sonra benzer yöntemlerle başka bir çocuğa veya gence zorbalık yapabiliyor. Bu süreçte ailenin çocuğun geçmişte yaşadığı zorbalığı iyi analiz etmesi ve buna uygun bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor" dedi.
2019 ve 2023 yılları arasındaki TİMSS (Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması) verilerini paylaşan Güler, bu süreçte akran zorbalığını bildirme oranlarının hem ilkokul dördüncü sınıf öğrencileri hem de sekizinci sınıf gençleri arasında iki katına çıktığını açıkladı. "Eldeki veriler gösteriyor ki her yedi ya da sekiz çocuktan biri haftada en az bir kez akran zorbalığına maruz kalıyor" diyerek konunun ne kadar ciddi bir boyuta ulaştığını vurguladı.
Psikiyatrik muayenenin önemine dikkat çeken Doktor Güler, durumun takibi konusunda şunları ifade etti:
Zorbalık yapan ya da zorbalığa maruz kalan çocuk ve gençler için her iki durumda da benzer yaklaşımlar gereklidir. En temel adım, çocukların okuldan uzaklaşmamasını sağlamak, okulla olan bağlarını güçlendirmek ve arkadaş çevresi ile diğer velilerden kopmalarına neden olacak ayrımlardan kaçınmaktır. Bu sürecin bütüncül bir şekilde ele alınması büyük önem taşır. Özellikle, zorbalıkla ilgili pek çok durumda psikiyatrik zorlukların yaşandığını göz önünde bulundurursak, çocukların psikiyatri muayenesi hayati bir role sahiptir. Bu noktada, bir çocuk psikiyatristinden profesyonel destek alınması gerekir. Çocukların ve gençlerin uzmanlar tarafından değerlendirilmesi, uygun şekilde desteklenmesi sürecin önemli bir parçasıdır.
Biz çocuk psikiyatristleri olarak benzer bir vakayla karşılaştığımızda öncelikle ebeveynlere önerilerde bulunur ve bu süreci devam ettiririz. Ayrıca okulla iletişime geçerek öğretmenlerle görüşmeler gerçekleştiririz. Bazen telefon görüşmeleriyle bazen yazılı raporlar sunarak, sürecin düzenlenmesi ve iyileştirilmesi yönünde adım atmaya çalışırız.