Daha fazla hava durumu tahmini: İstanbul da 15 günlük hava durumu

Ankara ve Bolu'da deli dana hastalığı görüldü dikkat

Ankara ve Bolu'daki vakalar, "Deli dana kabusu geri mi geliyor?" sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Kısa süre önce Ankara’da yoğun bakımda tedavi gören bir kişide tespit edilen deli dana hastalığı, bu kez de Bolu’da bir kadında görüldü.


Ankara ve Bolu’da ortaya çıktığı öne sürülen Deli Dana (Creutzfeldt-Jakob) hastalığı, kısa sürede halk arasında paniğe neden oldu. Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Dr. Gülay Ertürk, Türkiye’de şu ana kadar resmi olarak doğrulanmış bir vaka bulunmadığını vurgulayarak endişeye gerek olmadığını ifade etti.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde bir hastaya Deli Dana tanısı konulduğuna dair iddiaların ardından hastane yönetimi ve Sağlık Bakanlığı, tanının henüz kesinleşmediğini açıklamıştı. Hastaneden yapılan açıklamada, “Klinik değerlendirmeler ve laboratuvar bulgularında Creutzfeldt-Jakob hastalığına ilişkin belirgin bir kanıta rastlanmamıştır” denildi.

🧬

Deli dana hastalığı, bilimsel adıyla Sığır Süngerimsi Beyin Hastalığı (Bovine Spongiform Encephalopathy - BSE), hem hayvanları hem de insanları etkileyebilen ölümcül bir sinir sistemi hastalığıdır. İlk olarak 1986 yılında İngiltere’de tanımlanmış ve kısa sürede küresel bir sağlık krizi haline gelmiştir. Hastalığın en dikkat çekici yönü, beyin dokusunda süngerimsi bir görünüm oluşturması ve tedavisinin olmamasıdır.

Deli dana (BSE), vatandaşımızın ölümüne yol açan Creutzfeldt-Jakop ve Scrapie gibi prion hastalıkları karkasta herhangi bir semptom görülmeksizin kasaplardan, marketlerden aldığımız etlerde kolaylıkla görülebilecek bir hastalıktır. 

1990'lı yıllarda Türkiye’de sınırlı sayıda vakayla yetkilileri ve halkı alarma geçiren deli dana hastalığı, yıllar sonra yeniden dikkatleri üzerine çekti. Bu gelişmeler, "Deli dana kabusu geri mi döndü?" sorusunu yeniden düşündürdü.

Deli dana hastalığına da, teşhis edilmiş olan Creutzfeldt-Jakop hastalığına da aynı etkenin farklı bir türü sebep olur halbuki. İki hastalık da hayvanların uygunsuz yem yemesinden yani kontrolsüzlükten ortaya çıkar. Deli dana olsun, Creutzfeldt-Jakop olsun veya prionların sebep olduğu bir başka hastalık olsun, hepsinin öldürücülüğü aynıdır yani prionların sebep olduğu bu hastalıkların insanda ve hayvanda herhangi bir spesifik tedavisi yoktur. Tek korunma yolu da izlenebilir ve konrtollü gıda tüketimidir. Başka bir deyişle, yediğiniz etin nerede ve hangi koşullar altında yetiştiğini bilmelisiniz


🧠Deli dana hastalığına dair detayları 9 maddede inceleyelim:


1. Deli dana hastalığı nedir?  
Halk arasında "deli dana" olarak bilinen Creutzfeldt-Jakob Hastalığı, nadir görülen ancak her zaman ölümcül olan, hızla ilerleyen bir nörodejeneratif beyin ve sinir sistemi rahatsızlığıdır. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 1 ila 2 vaka tespit edilmektedir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne (CDC) göre bu hastalık, bulaşıcı süngerimsi ensefalopatiler (TSE) grubuna girer. Temel özelliklerinden biri, yanlış katlanmış prion proteinlerinin beyinde birikmesi ve dokuda delikli bir yapı oluşturarak beyin hücrelerini hızla yok etmesidir.

2. Prion nedir ve nasıl hasta eder?  
Prionlar, enfeksiyöz proteinlerdir ve virüs ya da bakteri niteliği taşımazlar. DNA veya RNA içermezler. Ancak temas ettikleri normal proteinlerin yapısını bozarak onları da kendi yapılarına dönüştürebilirler. Beyinde "PrP^C" adlı sağlıklı prion proteini bulunur; fakat bu protein "PrP^Sc" biçimine geçtiğinde zincirleme bir yanlış katlanma süreci başlar. Doğru katlanma, proteinlerin işlev göstermesi için zorunlu bir süreçtir. Ancak deli dana hastalığında prion proteini yanlış katlanır ve diğer proteinleri de yanlış katlanmaya zorlar. Dolayısıyla prionlar canlı olmasalar da yanlış katlanmış halleriyle diğer proteinleri etkileyerek enfekte hale getirirler.

3. Hastalık hayvanlardan mı bulaşıyor?  
Creutzfeldt-Jakob Hastalığı’nın (CJD) farklı türleri mevcuttur. Çoğu vakanın kaynağı tam olarak bilinmese de Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE) adıyla bilinen tür, enfekte sığır eti tüketilmesiyle insanlara geçebilmektedir. Bu durum vCJD (variant Creutzfeldt-Jakob Hastalığı) olarak adlandırılır. Prionlar özellikle yüksek riskli dokularda (beyin, omurilik, göz, bademcik ve lenf dokusu) bulunur. Sinir dokusuyla temas eden et ürünlerinde rastlanma ihtimali yüksektir; ancak etin kendisinde genellikle bulunmaz. Ayrıca enfekte sığır eti tüketiminin yanı sıra nadiren kan transfüzyonu veya kontamine cerrahi aletler yoluyla da geçiş olabilir. Bununla birlikte hastalık insandan insana bulaşmaz.

4. Ne zaman ortaya çıktı?  
1980'lerin ortalarında İngiltere'de, ineklerde BSE adı verilen bir prion hastalığı tespit edildi.  

Bu hastalığın kaynağı, hayvan yemlerinde kullanılan, diğer sığırların beyin ve omurilik dokularından elde edilen et-kemik unuydu. Prionlar, bu yemler aracılığıyla hayvanlar arasında yayıldı ve daha sonra bu etlerin bir kısmı insan tüketimine karıştı. Sonuç olarak, 1990'larda vCJD salgını başladı.  

5. Türkiye'de salgın oldu mu?  
1990'larda, deli dana hastalığı krizi Avrupa genelinde ciddi tartışmalara yol açtı. Ancak Türkiye’de yayımlanan nöroloji literatürüne bakıldığında, 1990’lar ve öncesinde bildirilen vaka sayısının oldukça düşük olduğu görülüyor.  

“Creutzfeldt-Jakob Hastalığı: İki Vaka Takdimi ve Türkçe Literatürün Gözden Geçirilmesi” başlıklı bir makaleye göre, son on yıl içinde Türk nöroloji literatüründe yalnızca dokuz vaka incelenmiş ve beklenenden çok daha az vaka bildirildiğinin altı çizilmiş. Bu durumun, vakaların çoğunun teşhis edilmeden hayata veda etmesinden kaynaklandığı düşünülmekte.  

6. Belirtiler neler?  
Mayo Clinic'e göre erken dönemde görülebilecek belirtiler şunlardır:  
- Hafıza kaybı, düşünme güçlüğü, kişilik değişiklikleri  
- Görme bozuklukları, denge kaybı  
- Uyku sorunları  

🥩Hastalık ilerledikçe belirtiler şu şekildedir:  

- Hızlı ilerleyen demans  
- Kas seğirmeleri  
- Kas sertliği, konuşma veya yutma güçlüğü  
- Hareket bozuklukları, yürüme zorluğu  
- Komaya girme  

7. Nasıl teşhis ediliyor?  
Kesin tanı yalnızca beyin dokusunun mikroskobik incelenmesiyle (biyopsi veya otopsi) konulabiliyor. Ancak biyopsinin riskli olması nedeniyle genellikle dolaylı tanı yöntemlerine başvuruluyor. Bu yöntemler arasında EEG (beyin dalgası kaydı), MRI taramaları ve lomber ponksiyon ile RT-QuIC testi bulunuyor.  

8. Tedavisi var mı?  
CJD için etkili bir tedavi veya kesin bir iyileşme yöntemi henüz bulunmamakta. Mevcut tedaviler yalnızca semptomları hafifletmeyi ve hastanın yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor.  

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'ne göre, hastaların çoğu teşhisin ardından birkaç ay içinde hayatını kaybediyor.  

9. Korunmanın yolları neler?  
Vakaların çoğu kendiliğinden geliştiği için bu hastalığın önlenmesi oldukça zor. Ancak alınabilecek temel önlemler arasında gıda güvenliğinin sağlanması ve BSE'nin sürekli takibi bulunuyor.  

Ayrıca, cerrahi aletlerin prionlara karşı özel sterilizasyon protokollerine uygun şekilde temizlenmesi büyük önem taşımakta. Hastalığın havadan, sudan ya da gündelik temasla bulaşmadığı da ek bir bilgi olarak not edilmeli.  

Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.

Daha yeni Daha eski

Reklam1

Reklam2

نموذج الاتصال