Avrupa Birliği, dijital euro projesiyle ABD merkezli ödeme devlerine olan bağımlılığı azaltmaya ve kendi ödeme altyapısını güçlendirmeye hazırlanıyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) liderliğinde geliştirilen ve kamu güvencesi taşıyan dijital euro, Visa, Mastercard, Apple Pay ve Google Pay gibi platformlara güçlü bir alternatif olarak tasarlanıyor. Plana göre, dijital euronun 1 Ocak 2029’dan itibaren gündelik kullanıma sunulması planlanıyor.
Dijital euro, nakit paranın dijital bir versiyonu olarak ECB tarafından çıkarılacak yeni bir kamu parası olacak. Banka müşterileri, dijital euroyu kendi bankalarının mobil uygulamalarına entegre edilmiş dijital cüzdanlarda depolayabilecekler. Bu cüzdanlar, mevcut banka hesaplarından tamamen bağımsız bir şekilde çalışacak ve market alışverişi ya da restoran ödemeleri gibi günlük işlemler doğrudan bu cüzdan üzerinden yapılabilecek.
Banka hesabı olmayan bireyler de dijital euro kullanımından dışlanmayacak. Dileyenler, postane gibi noktalardan bile dijital euro hesabı açabilecek. ECB, bu cüzdanlarda tutulabilecek tutarı sınırlamayı planlıyor; önerilen üst sınır şu an için 3.000 euro olsa da kesin rakam henüz netleşmiş değil. Ayrıca kullanıcılar, isteğe bağlı olarak ECB’nin sunacağı bağımsız bir dijital euro uygulamasını indirerek ya da özel bir dijital euro kartı aracılığıyla işlemlerini gerçekleştirebilecek. Bu sayede akıllı telefon kullanmayanların da sisteme dahil edilmesi hedefleniyor.
ECB’nin bu projeyi hayata geçirmesindeki temel motivasyonlardan biri, euro bölgesindeki kartlı ödemelerin büyük çoğunluğunun ABD merkezli şirketlerce işlenmesi. ECB yetkilileri, Mastercard, Visa, Apple ve Google gibi şirketlerin uyguladığı yüksek komisyon oranlarının özellikle küçük işletmelere finansal yük getirdiğini dile getiriyor. Bu şirketlerin her işlem başına yüzde 3'e varan komisyonlar aldığı biliniyor ve bu durum, küçük ölçekli işletmelerin maliyetlerini artırıyor. Ayrıca euro bölgesindeki ülkelerin çoğunda ulusal kart sistemlerinin bulunmaması nedeniyle ya uluslararası operatörlere yönelinmesi ya da nakit ödemenin tercih edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
ECB Yönetim Kurulu üyesi Piero Cipollone’a göre, euro bölgesi dijital ödeme sistemlerinde yabancı şirketlere ciddi ölçüde bağımlı durumda. Cipollone, özellikle 2022 yılında Visa ve Mastercard gibi şirketlerin Rusya’daki faaliyetlerini askıya almasının bu kırılganlığı çarpıcı bir biçimde ortaya koyduğunu vurguluyor. Bu nedenle, dijital euronun teknik altyapısının tamamen Avrupalı firmalar tarafından geliştirilmesi planlanıyor ve projeye dahil olacak şirketlerin Avrupa mülkiyetinde olması şartı aranıyor. Bu kriteri karşılamayan ya da mülkiyet yapısı değişen firmaların projeden çıkarılacağı belirtiliyor.
Dijital euronun kullanıcılara ücretsiz sunulması, aynı zamanda bankaların bu hizmetten ücret talep etmesini yasaklayan düzenlemeler getirilmesi gündemde. Bankaların ve iş yerlerinin kartlı ödemelerde katlandığı “şema ücretleri,” ECB tarafından üstlenilecek; bu da özellikle restoranlar, oteller ve taksiler gibi sektörlerde dijital euronun hızlı bir şekilde benimsenmesine katkıda bulunabilir.
Ancak bu projenin bankalar açısından maliyeti olacak gibi görünüyor. PwC’nin yaptığı tahminler doğrultusunda bu maliyetin 18 milyar euro civarında olabileceği düşünülse de ECB bu rakamın dörtte biri kadar olacağını savunuyor. Dijital euronun en büyük avantajlarından biri ise işlemlerin anında gerçekleşecek olması; bu sayede küçük ve orta ölçekli işletmelerin nakit akışı hızlanacak ve kısa vadeli kredi ihtiyacı azalacak. Ayrıca merkez bankası destekli bir sistem kullanılması dolandırıcılık riskini önemli ölçüde minimal seviyeye indirecek.
AB, Türkiye’yi örnek mi alıyor?
Avrupa Birliği’nin dijital euro hamlesi akıllara daha önce benzer bir adım atan Türkiye’yi getiriyor. Türkiye, 2016 yılında devreye alınan TROY (Türkiye’nin Ödeme Yöntemi) ile kartlı ödemelerde Visa ve Mastercard’a olan bağımlılığı azaltmayı hedeflemişti. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen TROY, tamamen yerli kartlı ödeme altyapısı olarak konumlandırılmış ve kamu bankalarının öncülüğünde yaygınlaştırılmıştı. Her ne kadar TROY, dijital euro gibi bir merkez bankası parası olmasa da temel motivasyonun benzer olduğu görülüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından mevcut ödeme altyapısını tamamlayıcı nitelikte bir dijital para birimi olarak Dijital Türk Lirası üzerinde de çalışmaya devam ediyor.